Kristal Mağarası: Doğanın Sistine Şapeli
Avustralyalı yayıncı Michael Usher, Meksika’da bulunan Kristal Mağarası’na girmek için iki yıl boyunca izin süreci yürüttü. Kristal Mağarası’na adım attığında yaşadığı hayranlık, doğanın kendine özgü güzelliğinden kaynaklanıyordu. Kristaller, bazıları 55 tona kadar ulaşan ve 11 metre yüksekliğinde olan muhteşem yapılar oluşturuyordu. Mağara, Naica kasabasında bulunan kurşun madeninde çalışanların tesadüfen keşfettiği yaklaşık 110 metre uzunluğunda bir yapıya sahipti.
Yüksek Sıcaklık Ve Nemin Yarattığı Zorluklar
Mağara, görsel şölen sunmasına rağmen insanlar için yaşamaya uygun olmayan şartlara sahipti. İç sıcaklık 58°C’ye kadar çıkıyor ve nem oranı yüzde 90’ın üzerine çıkıyordu. Michael Usher, “Gördüklerim, zorlu olsa da benim için unutulmaz bir deneyimdi” dedi. İçeri giren ekip, özel soğutmalı koruyucu giysilere rağmen sadece birkaç dakika içinde terler içinde kaldı. Doktor, bu ortamda uzun süre kalmamanın hayati risk taşıdığını belirtti.
İngiliz jeolog Dougal Jerram, mağarayı ziyaret ettikten sonra olağanüstü etkileyici bulduğunu belirtti. Ancak, bu doğa harikasının tehlikeli koşulları nedeniyle turistlere kapalı olduğunu vurguladı. Kristal Mağarası, bilim insanları için özel izin alındığında ziyaret edilebiliyor. Mağaradaki her kristalin binlerce yıl süren bir süreç sonucunda şekillendiği ve toplam 26 milyon yıl önce oluştuğu biliniyor.
Jeolojik Harika
Kristal Mağarası, jeologlar tarafından dünyadaki en etkileyici yedi jeolojik harikadan biri olarak kabul ediliyor. Mağara, 26 milyon yıl önce magmanın yeraltı rezervuarından yükselmesi sonucu oluşmuş ve minerallerle zenginleşmiş sıcak suyun etkisiyle zamanla kristal oluşumlarına ev sahipliği yapmıştır.
Jeolog Dougal Jerram, mağarayı ziyaret ettikten sonra “Eğer dünyadaki yedi jeolojik harikayı listeleyecek olsak, bu kesinlikle onlardan biri olurdu” dedi.